DUYGUSAL OLARAK GÜVENLİ BİR ÇEVRE OLUŞTURMAK

 

Bütün öğrencilerin aynı özelliklere sahip olmadığını, herkesin biricik olduğunu kabul edin. Onları bireysel gereksinimlerine göre eğitin.

 

Öğrencinin kapasitelerini ortaya koyan ve benlik saygısını geliştiren eğitici bir çevre yaratın. Sınıf ve okulda, öğrencinin özellikleri ile uyumlu  değişiklikler yapmak, öğrencinin davranışlarını ve performansını etkiler. Destekleyici bir çevre öğrencinin öğrenmedeki alıcılığını artırır, kaygı ve stresini azaltır. Olumsuz bir okul ya da sınıf çevresi de, öğrencinin kızgınlık, engellenme ve stres yaşamasına yol açar. Bu duygular dikkat ve konsantrasyonu azaltır, öğrenmeyi etkiler, aşırı hareketliliği artırır, benlik saygısını azaltır.

 

Öğrencinize saygı duyun ve saygılı davranışlarınızla öğrenciye model olun. Bir öğrenciye öğretmeni saygılı davranmıyorsa, onun kişisel, akademik ve sosyal başarı deneyimleri daha az olacaktır. Ayrıca, öğrencinin saygı ve ilgi duyduğu öğretmenine yardım etmesi için izin verdiğini unutmayın.

 

Öğrencinizin belirtilerine duyarlı olun ve ona empatik yaklaşın.  Eğer öğretmen bu belirtilere duyarsızsa, akranları da öğrenciye olumsuz tepki verme eğiliminde olacaklardır.

 

Öğrenciyi akranlarının anlamasına yardım edin. Öğrencinin sorunu ile ilgili akranlarına bilgi vermeden önce kendisi ve ailesinden izin alın.

 

Öğrencinin davranışlarını, benlik değerinden ayırın. Alışılmamış davranışlarından ötürü, “kötü, aptal, tembel, çılgın, yaramaz” gibi kişiliklerine yönelik nitelendirmelerden kaçının. Akranlarının da bu tip yakıştırmalarda bulunmasına izin vermeyin.

 

Sınıf  toplantıları düzenleyin. İlk sınıf toplantısı okulun başlangıcından hemen sonra, mümkün olduğu kadar çabuk olmalıdır. Bu karşılaşma, problem çözme mekanizmalarını geliştirmek, kurallara gereksinimi tartışmak için bir araçtır. Diğer karşılaşmalar, krizler meydana geldiğinde düzenlenmelidir. Bu toplantılarda öğretmen, sınıfta meydana gelen problemlere ve önerilen çözümlere yardımcı olur.

 

Sınıf arkadaşlarının önünde eleştirmekten kaçının. Bu tutum, diğer öğrencilerin, çocuğun yanlış davranışı üzerine odaklanmalarına fırsat verir.

 

Çocuğun performansına yönelik olarak, yargılayıcı olmadan,tarafsız ve kararlı doğru geri bildirimler vermeye çalışın. “Senin...................yapmanı istemiyorum. Ben şimdi senin................yapmanı istiyorum.”

 

Yanına öğrenci ile uyumlu bir ilişki sürdürebilecek, uygun bir öğrenci modeli oturtmaya özen gösterin. Hem öğrencinin yapmakta zorlandığı şeyleri yapabilen (not alan, görevini tamamlayan), hem de model olup, uygun davranışını destekleyerek ona yardım eden biri olmasına dikkat edin. Eğer gerekiyorsa, sınıfın dışında örneğin, kafeteryada, servis aracında onu destekleyecek başka arkadaşlar da görevlendirin.

 

DİKKATSİZLİK

 

Öğrencinizi size yakın bir sırada oturtun. Özellikle cam kenarı, çok uyaranlı bir duvar veya arka sıralarda oturtmaktan kaçının.

 

Yönergelerinizi açık, net bir biçimde vermeye çalışın. Detayları azaltın. Yönergelerin daha kolay anlaşılması için  sözcük ve dil yapısını gözden geçirin. Fazla soyutlama kullanmamaya dikkat edin.

 

Yönerge vermeden önce bir giriş cümlesi kullanarak genelde sınıfın, özelde bir öğrencinin dikkatini üzerinize toplayın. Size kulak verdiğinden emin olun. Yönergeleri vermeden öğrencinin dikkatini çekmek için üzerinde daha önceden fikir birliğine varılan bir el işareti de kullanabilirsiniz.

 

Sözel bilgiyi , bir seferde bir yönerge vererek yavaş ve kısa sunun. “Şimdi matematik kitabını aç, beşinci sayfayı çevir, birinci sütunu yap” gibi bir seri yönergeyi ardarda sunmayın. Öğrenciye bilgiyi işlemesi için, her bir adımın sunumundan sonra bekleyin.

 

Yönergeler fazla karışık ve uzun verildiği zaman, görevin başlamasından önce yönergeyi öğrenciye tekrar ettirin. Grup önünde bu yaklaşımı kullanmaktan kaçının.

 

Gerektiğinde somut örneklerle yönergelerin anlaşılmasını kolaylaştırın. Olanaklar ölçüsünde sözel yönergeleri, görsel  uyarıcılarla bir arada  kullanın.  

 

Canlı ve dikkatli kalabilmeleri için yeni, farklı, ilgi çekici uyaranlara ihtiyaç vardır. Bu nedenle daha az ilgi çeken işi, daha çok  ilgi çeken bir iş (görev,ders) izlesin.

 

Çalışmaları birkaç kısma bölün. Her bir bölümü tamamladıkça mola verin. Öğrenciye devam etmeden önce dinlenme ve/veya hareket fırsatı sağlayın.

 

Dikkatini toplamakta güçlük çektiğinde, daha önce üzerinde uzlaştığınız bir işaret ile öğrencinizi uyarın.

 

Yer değişikliği veya hareket ile öğrencinin dağılan dikkatini yeniden odaklamaya çalışın.

 

Okunan bir parçayı izleme sırasında oluşan problemleri gidermek için (yerin kaybı, eksikler, tekrarlanan sözcükler, satır atlamalar vs.) öğrenciye parmak, kitap ayracı ya da bir kart kullanımı ile yazıyı takip etmesine izin verin.

 

HAREKETLİLİK

 

Fiziksel hareket için öğrenciye gün boyu fırsat sağlamak öğrencinin aşırı hareketliliğini azaltır (Ofise bir kısa ziyaret yapmak, bir diğer öğretmene not götürmek, tahtayı silmek, ders sırasında kullanılan materyalleri toplamak, kalem açmak vs.)

 

Tüm sınıfın fiziksel hareketi için, belli aralıklarla  çalışmalara ara verin (Örneğin, öğrenciler ayağa kalkabilir, gökyüzüne uzanmaya çalışabilir, ayak ucuna dokunabilir, belini kıvırabilir vs.). Sınıf düzeninin bozulmaması için uygun hareket seçeneklerini önceden belirlemekte yarar vardır.

 

Öğrencinin sınıfa ilişkin görevlerini tamamlarken, ayağa kalkmasına (dolaşmaksızın), ayaklarını sallamasına, sandalyede ileri geri sallanmasına izin verin.

 

Aşırı hareketliliğini azaltmada öğrenciye olanak sağlayan ince motor davranışları, görmezden gelin (Parmakları ile sıraya hafifçe vurma, sıranın üstünde kağıt parçaları ile oynama, küçük objelerle oynama, karalama yapma gibi).

 

Hareketli öğrenciler için, sınıf içinde farklı yerlerde iki oturma düzeni belirleyin. Hareket gereksinimi olunca, birinden diğerine geçmesine izin verin.

 

Sınıf tartışması, grup projeleri, tahta çalışmaları gibi etkileşime dayalı öğrenme stratejileri kullanın. Daha sakin etkinliklere geri dönerken öğrencilere ek bir süre tanıyın.

 

Çeşitli materyal ve yöntemlerin kullanıldığı, öğrenme merkezleri (laboratuar gibi) kurun. Böyle bir değişiklik göreve ilgi ve dikkati artırır, hareketli bir öğrenci için hareket özgürlüğü sağlar.

 

Daha az yapılandırılmış, düzeninin olmadığı, yüksek sesli ve kalabalık olan durumlarda (kafeteryada yemek yemek, servise binmek, koridorda dolaşmak gibi) öğrencinin hareketliliği artmaya eğilimlidir. Bu gibi durumlarda öğrenciyi öğretmeninin veya bu iş için görevlendirilen yakın bir arkadaşının takibe almasında yarar vardır.

 

DÜRTÜSELLİK ve  AGRESSİF DAVRANIŞLAR

 

Unutmayalım ki kontrolün yokluğu kötü davranış veya duygusal problemlerin bir ifadesi değil, nörolojik bozukluğun bir görüntüsüdür.

Dürtüsel davranışı mümkün olduğu kadar görmeyin. Mükemmeli beklemeyin. Böyle bir beklenti, öğrencinin kendisini daha fazla engellenmiş hissetmesine ve dürtüsel davranmasına yol açar.

 

Öğrenci yanlış davrandığı zaman, öğrencinin davranışının altında yatan nedeni anlamaya çalışın. Davranışı ile ilgili olarak kim, ne, ne zaman, nerede, nasıl, niçin  sorularını sorun. (“Davranış, öğrencinin nörolojik bozukluğundan mı, ilacın yan etkisinden mi, yoksa ana baba, öğretmen, akranlarla ilişkiden mi kaynaklanmaktadır?”)

 

Kuralları ve beklentileri net, açık bir şekilde ve daima pozitif olarak belirleyin. Eğer öğrenci, öğretmenin kurallarını ve beklentilerini öğrenemezse veya kurallar ve beklentiler sıkça değişiyorsa, öğrenci sürekli kaygı duyacaktır.

 

Kuralları sıkça tekrar edin ve göz hizasına gelecek şekilde, sınıfın dikkat çekecek bir yerine asın.

 

Kuralların  bozulması durumunda  öğrencilerin başlarına gelecek doğal ve mantıklı sonuçları düzenleyin. (Olay sonlandıktan, çocuk sakinleştikten  sonra çocuk, o süreç içinde yaptığı zararın sorumluluğunu alır. Örneğin, eğer duvarı boyamışsa, ya okulda bir süre daha kalarak, ya da ertesi gün erken gelerek duvarı siler ya da boyar). Bu sonuçları, öğrenci ve/veya sınıf ile problem meydana gelmediği zamanlarda  tartışın.

 

Küçük bir yanlış davranış için büyük bir ceza vermeyin. Cezayı, uygunsuz bir davranış meydana geldikten hemen sonra verin.

 

Adil ve tutarlı olun. Aynı yanlış davranışa daima aynı şekilde tepki verin.

 

Nörolojik bir bozukluktan kaynaklanan bir davranış (dürtüsellik, aşırı hareketlilik, kısa süreli dikkat, tikler) için, okul yönetimi tarafından verilen legal cezalardan kaçının.

 

Suçlama olmaksızın duygularınızı ifade ederek kontrollü davranışa model olun. Özellikle öğrencinin kontrolünü yitirdiği durumlarda sakin olmaya çalışın. Uzun öğütler, mantıksal nedenler vermekten kaçının. Öğrenci ile tartışmayın. Güç mücadelesine girmeyin.

 

Kontrolü yeniden sağlayıncaya kadar öğrenciyi emin bir yere gönderin (mola). (Bu yerde, vurmak için yastık, plastik bir sopa veya kırılmaz bazı objeler bulundurun. Bunları kullandığında öğrenciye olumlu pekiştireçler verin). (Öğrenci gönüllü olarak mola verebilir; öğretmen mola için öğrenciye işaret verebilir; öğretmen mola için öğrenciyi yönlendirebilir).

 

Öğrenciye öfkesinin kontrolünü kaybetmeye başladığının işaretlerini tanımayı öğretin (Aktivite seviyesinde artma, kızgın yüz ifadesi, ses tonunun düşmanca oluşu, kızgınlık kelimelerinin kullanımı, kaygıda artma, inatçılık vb.)

 

Öğrenciye kontrolünü yakında kaybedeceğini  gösteren işaretleri tanımayı öğretin (Yüz ve kulakların kızarması, kalbin çarpması, kaygı, midenin sıkışması vb.).

 

Kontrolünü kaybetmeden önce, düşüncelerini ve duygularını sözelleştirmeyi çocuğa öğretin (“Bu ödev çok zor. Bu çalışmayı anlamadım. Beni yalnız bırakın. Öfkelenmeye başlıyorum” vb.).

 

Harekete geçmeden önce düşünmesini, durmasını çocuğa hatırlatmak için not defterine ya da sıranın üstüne basit görsel ipuçları verin (Örneğin, kontrolünü sağladığında alacağı ödülün resmi gibi).

 

Öğrenciye diğerlerinin  sözcüklerinden, ses tonundan, vücut dili ve yüz ifadesinden onların duygularını tanımayı ve tepki vermeyi öğretin.

 

Eğer diğer öğrenciler arkadaşlarının kendilerine yönelik kontrolsüz davranışlarından ötürü kızgınlık ve gücenmişlik duyguları içindeyseler, öğrenciye bozulan ilişkilerini düzeltmek amacıyla cesaret verin.

 

Rutin işleyişteki değişiklikler stresi artırıp, kaygı ve öfkeye yol açabilir. Uyumu kolaylaştırmak için değişikliklerle ilgili bilgiyi öğrenciye bildirin. (Öğretmenin yokluğunu birkaç gün önceden bildirmek, bir faaliyetin  sonlanmasına  beş dakika kaldığını bildirmek gibi).

 

Öğrencinin, yapılandırılmamış , kalabalık ve çok sesli ortamlarda davranışları üzerindeki kontrolünü yitirdiğini unutmayın. Aşırı uyarıldığını farkediyorsanız (tedirgin olduklarını, utandıklarını, arkadaşlarının kendilerine dokunmasından rahatsız olduklarını da dile getirebilirler) kalabalık koridorlardan kaçınmak için sınıfı iki-üç dakika öncesi terketmesine izin verin.

 

Kontrolü sağlamak için değişiklikten yararlanın (Öğrenme merkezini  veya bilgisayarı devreye sokmak vb.).

 

Gerilimi azaltmak için mizahı kullanın. Mizahın kullanımı öğrencinin zihnini başka yöne çeker.

 

Uygun dürtü kontrolünü yansıtan davranışlarda ve yeniden kontrol sağladığında öğrenciyi ödüllendirin.

 

Stres altındaki bir çocuk kendiliğinden ve kolaylıkla seçenekleri üretemez. 

Problem durumlarında kullanılan etkili stratejileri öğrenci ile tartışın:

 

Problemi tanımasını ve sözel olarak belirlemesini öğrenciye öğretin (“Problem nedir?” “Arkadaşlarıma vurdum.”).

 

Probleme neden olan durumda belirleyici olan faktörleri öğrenciye tanıtın (“Onlara niçin vurduğunu biliyor musun?” “Onlar benim adımı söylediler ve bana takıldılar.”).

 

Uygun olmayan davranışın sonuçları hakkında düşünmesine yardımcı olun (“Arkadaşlarına vurduğun zaman ne olur?” “Sıkıntı duyarım. Müdür odasına gönderilirim.”).

 

Uygun amaçları tanımasını öğrenciye öğretin (“Problemi çözerek sen ne kazanacaksın?” “Sıkıntıya girmeyeceğim ve diğer insanlarla daha iyi anlaşacağım.”).

 

Probleme çözümler ve alternatif tepkileri üretmede öğrenciye yardım edin (“Vurmak yerine ne gibi şeyler yapabileceğini  düşünüyorsun?”                     “Bilmiyorum.” “Yumruklar yerine kelimelerle dövüşmeye ne dersin?”

“Mümkün ama, annem ve babam bazı sözcükler söylediğimde kızıyorlar.” “Onlarla birlikte uygun sözcüklerin listesini yapabilirsin. Onların uygun gördüğü sözcükleri kullanabilirsin.”).

 

Üretilen alternatif çözümlerin değerlendirilmesinde öğrenciye yardım edin (“İşleyecek mi? Onu daha önce hiç denedin mi? Seni ve diğerlerini etkileyecek mi?”).

 

Çocuğa davranışındaki değişikliğin sonuçlarını nasıl değerlendireceğini öğretin (“İşledi mi? Memnun oldun mu? Yeni bir problem var mı?” “Çok güç olmadı. İşliyor. Öyle sürpriz oldu ki beni rahat bıraktı.”).

 

Davranışındaki değişikliğin sonuçları hakkında nasıl olumlu ifadeler kullanacağını gösterin (“Kızdırıldığımda kavgaya girmemeyi çok iyi becerdim. Kendimle gurur duyuyorum.”).

 

ÇALIŞMA ALIŞKANLIKLARINI GELİŞTİRMEK VE BAŞARIYI ARTIRMAK

 

Öğrenci genellikle günün başlangıcında canlanamaz, öğleden sonra da dikkat ve enerjisi azalır. Olanaklı ise akademik dersleri gün ortasına yaymaya çalışın. Diğer saatlere yapmaktan hoşlanabilecekleri ders veya etkinlikleri koyun.

 

Öğrenme isteğini kamçılayan (laboratuar vs.) ilginç bir çevre yaratın. Farklı algılar yoluyla (görsel, işitsel, dokunma, motor...) öğrenmesine olanak tanıyın.

 

Başarısızlık şansını azaltan öğrenme deneyimleri sağlayın. Çocuğun öğrenmeye olan ilgisini ve başarı şansını artırmak için uygun seçenekler sunun.

 

Öğrenciye, çalışma sırasında aklında tutabileceği miktarda bilgi sunun. 

 

Yeni bilgi ve becerileri verdikten hemen sonra, başarılı olmasını beklemeyin. Sözel bilgiyi kısa aralıklarla kesin ve yeniden gözden geçirip özetleyin ve öğrencinin tekrar etmesini sağlayın.

 

Çoğu öğrenci utandıkları için soru sormaz. Soru sormak ve tekrarlamak için kendilerini rahat hissetmelerini sağlayın. Bilgiyi veya yönergeyi tekrar ettiğinizde sakin ve güven veren bir sesle konuşun.

 

Görevini tamamlama sırasında kendisini ya da uygun davranış gösteren diğer öğrencileri pekiştirin. Pekiştirirken görev sırasındaki davranışını daima tanımlayın:“Sırasında gayet sakin bir biçimde oturan ve ödevine konsantre olan Ali’nin çalışması çok hoşuma gitti.”

 

Öğrencinin ne kadar küçük olursa olsun başarısını ödüllendirin. Öğrencinin başarısının adımlarını açık bir şekilde tanımlayarak, gayretini  ve coşkusunu arttırın. “Zamanını çok iyi değerlendirdin. Her gün 15 dakika çalışarak, dönem ödevini zamanında hazırladın.” Unutmayın ki öğrenci başarıyı deneyimledikçe yeni bir göreve başlamak, yeni bilgiler edinmek için çaba gösterir.

 

Başarı sağlamak için sorumluluk üstlenmesinde öğrenciye cesaret verin. Çok fazla koruyucu olmak, çocuğun kişisel başarı duygusunun gelişmesine engel olabilir.

 

Yanlışların önemli öğrenme deneyimleri sağladığı noktasından hareketle, başarısızlığının sorumluluğunu da üzerine alması için öğrenciye cesaret verin. 

 

Öğrencinin başarısı için en önemli unsur, ev ve okul arasındaki  olumlu iletişimdir. Bu iletişim yeni belirtiler, değişen şartlar ve ilaca uyumla ilgili bilgiler için gereklidir. Bu nedenle öğrencinizin ailesi ile telefon ya da üzerine günlük değerlendirmelerin karşılıklı olarak yazıldığı bir not defteri sayesinde iletişiminizi sürdürün. Bu not defterinde, sadece öğrencinin olumsuz yanlarından söz etmemeye özen gösterin. Az da olsa, iyi çalışmalarını ve uyumlu okul davranışlarını pekiştirmeye dikkat edin.

 

Verdiğiniz ödeve ilişkin öğrencinizin görüşlerini alın. Görevini yerine getirebilmesi ile ilgili düşünce ve duygularını anlamaya çalışın.

 

Öğrenci başarılı oluncaya kadar ödevle ilgili beklentilerinizi azaltın. Öğrenci başarı gösterdikçe ödevlerin güçlüğü ve uzunluğu giderek artırılabilir. Başlangıçta daha kısa ödevler vermek öğrenciye çalışmasını kontrol edecek zamanı kazandırır ve doğruluk oranını artırır.

 

Ödevlerin öğrenciye uygunluğunu değerlendirin. Onda engellenme yaratacak  (çok zor ve çok uzun) bir görev vermeyin; sıkıcı olabilecek, (çok kolay, çok kısa, çok tekrarlayıcı) görevlerden de kaçının. Öğrenciye gerektiği kadar nitelikli ve incelikli görevler verin.

  

Ödev hazırlarken bilgisayar kullanımına izin verin.

 

Öğrenciyi sınıf ödevini bitirmeden eve göndermekten kaçının. Bitirilmemiş ödev çocukta ve ailesinde sıkıntı yaratır ve aralarında güç savaşına yol açar. Öğrenci okulda ödevini bitiremezse, enerjisi azalacağından (hem fiziksel hem de bilişsel) evde de tamamlamakta zorluk çekecektir. Öğretmen, öğrencinin başarabileceği bir seviyede azaltılmış olan ödevde kararlı ise, öğrenci ya boş zamanında ya da okuldan sonra bitirilmemiş ödevini kalarak tamamlamalıdır. Bu sürenin kısa olmasına dikkat edilmelidir. Öğretmen ve ana baba için elverişsiz bir durum olsa da, ödev tamamlanmadığı sürece bu durumun sürekli uygulanmasında yarar vardır.

 

Ev ödevini hazırlama şansını artırmak için, öğrencinin gerekli materyali çantasına koyup koymadığını her gün kontrol etmesini sağlayın.

 

Öğrencinize ve ailesine akşam yemeğinden önce ev ödevini tamamlamasını (yorgunluk ve uykusuzluk faktörünü göz önüne alarak) önerin.

 

Ödev vermeseniz bile öğrencinizin evde yarım saatlik bir çalışma yapmasına destek olun.

 

Ödev kontrolünü mutlaka yapın.

 

Bu çocuklar, öğrenme stratejileri oluşturmakta ve problem çözme becerileri geliştirmekte zorluk çekerler. Öğrenciye etkili öğrenme stratejilerini ve bu stratejilerin akademik görevlerde kullanımını öğretin.

 

Okuma sırasında noktalama işaretlerini uygun bir şekilde vurgulaması okuduğunu anlama açısından çok önemlidir. Her virgülde kısa soluk almasını, her bir cümlenin sonunda uzun soluk almasını önerin. Bir başka yöntem olarak noktalama işaretlerinin üzeri boyanabilir. Virgüller için“bekle işareti” olarak sarı, noktalar için “dur işareti” olarak kırmızı kalem kullanılabilir. Ayrıca virgülden sonra bire, noktadan sonra sessizce ikiye kadar sayması önerilebilir.

 

Öğrencinin sessiz olarak-sesliye göre-daha iyi okuyup okumadığını belirleyin.  Yüksek sesle okumadan önce, okuyacağı konuyu sessiz olarak gözden geçirmesine izin verin.

 

Daha kısa ve daha kolay okuma parçaları üzerinde okuma çalışmaları yaptırın.

 

Uygun hızda okuma güçlüğü varsa geribildirim ve karşılaştırma sağlaması için teyp kaydı kullanımını destekleyin.

 

Konuyu okumadan önce,  varsa giriş, özet, gözden geçirme sorularını ya da parçanın sonundaki anlama ve yargılamaya ilişkin soruları okumasını önerin. İkinci aşamada bu sorulara cevap bulmak amacıyla okusun. Bu yöntem, öğrencinin edindiği bilgiye ilişkin farkındalığını artırır.

 

Konuların bölüm ve alt bölüm başlıklarına öğrencinin dikkatini çekin. Başlık ana fikrin ve materyalin nasıl düzenleneceğini öğretir.

 

Konunun okunması ile elde edilen bilgiyi, gerek sizin düzenlediğiniz, gerekse konunun sonunda yer alan soruları yanıtlayarak gözden geçirmesini sağlayın.

 

Yeniden okuma aşaması sırasında kolaylık sağlaması için, konunun önemli yerlerinin altının çizilmesine ya da not edilmesine destek verin.

 

Öğrencinizi çalışma zamanının büyük bir kısmını okuduğu konuyu kitaba bakmadan tekrarlamasının yararına ilişkin bilgilendirin. Yüksek sesle tekrarı  destekleyin.

 

Öğrencilere, çalışma materyalleri, kitaplar, sunumlar ve dersin orta bölümlerini öğrenmek için daha fazla zaman harcamaları gerektiğini öğretin (Başlangıçlar ve bitişler kolaylıkla hatırlanır. Oysa orta bölümler, daha fazla çalışma ve önem gerektirir.).

 

Yeni verdiğiniz bilgiyi beş dakika için bile olsa öğrencinin gözden geçirmesine izin verin. Araştırmalar göstermektedir ki bilgi, çoğunlukla öğrenildikten sonraki ilk beş dakikada unutulur. Bu hızlı gözden geçirme öğrenmeyi daha kalıcı kılar.

 

Öğrencinin kim, ne, ne zaman, nerede, nasıl ve niçin detaylarına odaklanmasını ve bu anahtar sözcüklerle düşüncelerini düzenlemesini sağlayın.

 

Bilgilerin arasında ilişki kurmayı sağlayın (Örneğin, isimler, yerler, uzun bir listeden çok, küçük, anlamlı gruplar halinde gruplanırlarsa hatırlanmaları daha kolay olur). Konuların kendinden önce ve sonra gelen konularla ilişkisini kurun.

 

Öğrenciye şu anki bilgileri ile kişisel yaşam deneyimleri bilgisini ilişkilendirmeyi öğretin.

 

Soyutlamalar, hatırlanması daha güç olan şeyler olduğu için, daha önce öğrenilmiş anlamlı deneyimler ile soyut kavramları birbirine bağlayın.

 

Öğrendiği bilgiyi nasıl görselleştireceğini öğrenciye öğretin. Bilgilerle ilgili bir seri resim ya da zihinsel bir imge yaratın (Bu imge ya da resimler hatırlamayı kolaylaştırmak için alışılmadık ya da saçma olabilirler.).

 

Yazım hızı çok yavaş ise arkadaşlarının notunu fotokopi etmesine izin verin.

 

Matematik işlemlerinde parmakların kullanımına, hesap makinesi kullanımına izin verin.

 

Karışık problemlerde işlemleri aynı renkteki kalemlerle kodlamasını sağlayın (Örneğin, ekleme işlemini yeşille, çıkartma işlemini kırmızı ile kodlamak gibi.).

 

Öğrenciye işlemin ve sütunlardaki numaraların hizasını kontrol etme alışkanlığını kazandırın.

 

Kitaptaki matematik problemlerini defterine yazdırmayın. Sadece yanıtları vermesini isteyin.

 

Sınav başlamadan önce, öğrencinin sınav biçimini incelemesine izin verin (Çoktan seçmeli, doğru-yanlış, boşluk doldurma gibi).

 

Sınavları, çoktan seçmeli hazırlamaya özen gösterin.

 

Öğrencileri sınav sırasında yönergeleri dikkatli okuması için uyarın ve yönergeye ait anahtar sözcüklerin altını ya da fosforlu kalemlerle üstünü çizin (Tanımlayın, özetleyin, karşılaştırın, eşanlamlısını –zıddını bulun gibi.).

 

Çoktan seçmeli testlerde dürtüsel hatalar yapan (düşünmeden işaretleyen) öğrencilere yanıt seçeneklerini örtmeleri öğretilebilir. Soruyu okuyup, yanıtı düşündükten sonra  seçenekler açılır ve doğru yanıt işaretlenir.

 

Genellikle yavaş çalıştıklarından testi tamamlamaları için ek bir süre verin. Zamanlı testler öğrencide kaygı yaratır, özellikle matematik dersinde hata olasılığını artırır.

 

Sorulara verdiği yanıtları gözden geçirmesi için  destekleyin.

 

Öğrencinin probleminden çok, yeteneklerini derecelendirin. Örneğin, el yazısını, noktalamalarını, harf ve hece yanlışlarını değil de, tarih sınavının içeriğini değerlendirin.

 

Öğrencinin yanlış yanıtlarının sayısından çok, doğru yanıtlarının sayısı ile ilgilenin.

 

 

Site modified by http://www.crystalstudio.net